E en sonunda Yaşayan Kütüphane bitti.. tüm gece malzeme nöbeti tutuldu (anıları yaşayanlardadır), sabah erkenden kalkılıp malzemeler toplandı. Ve Yaşayan Kütüphane çadırı söküldü...
İşte tüm çadırları söküp, malzemeleri toplayan ekip!! Kan, ter, gözyaşı.. Kütüphane kurulduğu neşeyle söküldü.. Soldan sağa sayalım, hep hatırlayalım, sevelim: Koordi Erhan, Gezici şahı Sedat, En karizmatik Onur, depocular şahı Serdar Tapu, Hakan'ın kankası son gece nöbetçisi Onur, Hakan'ın kendisi kahramanın kendisi, Yücesoy'lardan Seda, pazu kraliçesi Ece..
Ben fotoğraf çektim, bu sabah bi o işe yaradım..
"Çadırı hooop diye sallarsak, içindeki toz çıkar" efsanesi...
Çadır katlamacayı, timsah yürüyüşüne çeviren ekibe ne denir? Hadi onu anladık, ayaktaki Onur'un konuya yaklaşımına ne denir?
Timsah yürüyüşünün gizli hedefi: "Acaba çadırın içinde demir unuttuk mu?"
Ve son.. Beyaz kamyonla yola çıkan kütüphane, beyaz başka bişeyle evine döndü.. Malzemeleri yükledik, kapıyı kapatırken yağmur başladı.. Eeee, Yaşayan Kütüphane'nin sloganı bu: "Bereketinden sual olunmaz!!"
Fotoğraf sıkıntısı nedeniyle adı geçmeyen herkese ayrıca binbir teşekkür... Ne güzel 4 gündü...